Yazmak isterdim yaşanılamayanlarımı, yaşayamadıklarımı,
ama yazacak kadar bile bir yaşam bulamadım yada yazamadım..
En uçsuz kuytularda, en karanlık ormanlarda,
en derin rüzgarlarda kaybolmuştu belkide yüreğim...
Uçurumun kıyısında oturuyordum sanki yıllardır
ayaklarım boşlukta sallanıyor, oturmuş sanki hayatın gidişini izliyordum
Kesik kesik, kopmuş gibi bir hayat,
avuçlarımdan kayıp gidercesine,
Ve her geçen gün o büyük yok oluşa bir adım daha...
Adım adım hayat, adım adım ölüm gibi,
göz göre göre yok olmak gibi...
Umutsuz, umut bile umutsuz hayattan...
her umudun ucunda bir umutsuzlukta var azıcık..
Ne yana baksam adını koyamadığım bir nehir sızıyor,
akıyor, bazen coşuyor gözlerimden
Hayat.........ölüm müdür?.......Yaşarken.......
yaşamak kaybolmak karanlıkta......
Aydınlık bir mum ışığı sadece,
hayatlarımız fenersiz tünellerden geçiş gibi....
Herkesin bir yalanı var yaşadığı,
gözleri kapalı hayatlarda...
Oysa ben gözlerimi asla kapatmadan
tüm aydınlıkları görerek yaşamak istedim bu sunulan hayatı...
Yoksa hayat, hayat olmaz dedim her defa.......
Bomboş boşluklar
uçurum gibi ve hep düşerken birşeylere
tutunma isteği.....
Oysa ben düşerken tutunmak istemiyorum
özgürce düşmek istiyorum.....
Ölümse ölüm...........yaşamsa yaşam......!
ÖLÜMÜNE SENİ YAŞAMAK..........