Yaşamak için mecbur olduğumu bildiğim ama bana çektirdiği acı yüzünden solumak istemediğim, içime her çektiğimde ciğerlerimi kavuran nefes sen değilsin. Yüzümü alev alev yakan, ne kadar çabalasam da engel olamadığım, gözlerimden içime dökülen gözyaşım değilsin. Nereye baksam gördüğüm, neye dokunsam hissettiğim, kiminle konuşsam dinlediğim, “Her şeyimsin” deki gizli öznem sen değilsin. Sen benim hiçbir şeyimsin…
Varlığına şükrederken yok olmasını istediğim, bütünüyle benim olmasını dilerken, içimden söküp atmak istediğim, yokluğunda özlemiyle, varlığında varlığıyla beni öldüren, aşkın, sevdanın, acının sözlüğümdeki anlamı sen değilsin. Dokunuşlarıyla yangınlara, susuşlarıyla isyanlara sebep olan, Yüreğime başkaldırtan, içimde depremler yaratan, yalnızlığıma yalnızlıklar katan, varlığıma sebep olan sen değilsin. Sen benim hiçbir şeyimsin…
İçimdeki gelgitlerin sebebi gelip gitmelerin değil, varlığına alışırken yokluğunu, yokluğuna alışırken varlığını özlediğim sen değilsin. Her gece güneşi beklerken yeni güne sebebim olan, gün boyunca özlemiyle yaşama lanet okutan, mutluluğum, hüznüm, huzurum, telaşım sen değilsin. Sen benim hiçbir şeyimsin…
Kendimi kendime inkâr ettiren sen değilsin. İnanmamak için kendimi ne kadar zorlasam da varlığına hayran olduğum, yaşama tutunma gücüm, iyi şeylere inanma gücüm, umudum, aşkım, hayallerim değilsin. Sen benim hiçbir şeyimsin
Sen benim hiçbir şeyimsin… Hiçbir şey seni anlatacak kadar anlamlı değil yüreğimde.